Ojeler vazgeçemediğimiz makyaj malzememizdir. Küçükken büyük ablaların peşine düşüp, ojelerini sürdüğümü hatırlıyorum.
Peki tırnaklarımızı rengarenk süsleyip elbiselerimize uydurduğumuz ojeler ne kadar sağlıklı? 1-2 TL ye sevinerek satın aldığımız ojeler nasıl üretiliyor? Kullandığımız ürünün içeriğini biz sorgulamazsak, kimse bizim yerimize sorgulamayacaktır. Tüm ojeler temelde 3 bileşenden oluşur. Formaldahyde, toluene ve dibutyl phthalate. Tolune ojede sürülürken pürüzsüz yüzeyi sağlayan maddedir. İnsan vücudunda ise kendini yenileyen, böbrek, akciğer, kalp hastalıkları ve hafıza kaybına neden olan bir toxic yani zehirdir. Formaldahyde ojede sertleşmeyi sağlar ve tırnaktan çıkmasını engeller. Savunma sisteminin bozulmasına, baş ağrısına, cilt hastalıklarına neden olur. Dibutyl phthalate (DBP) ise ojede akışkanlık sağlar, plastikleştirir. Anneden kan aracılığıyla fetusa geçme riski vardır, küçük kız çocuklarında erken ergenliğe girişe neden olabilir. Hormon tahribatçısıdır.
The Environmental Working Group (EWG) un raporuna göre ojeler, tırnak koruyucuları, besleyiciler de dahil olmak üzere piyasadaki 37 tırnak ürünü bu zehirli bileşeni içeriyor. Tırnak bakımı yapıyoruz ancak tırnaklarımız sararıyor.
Şimdi tüm bu zehirli maddeleri içinde barındıran, renklerinin cazibesi yüzünden tırnağımıza sürdüğümüz ojeyi bir düşünelim. Sürüp sürekli yüzümüze gözümüze temas ediyoruz, ellerimiz gün boyu kullandığımız yardımcılarımız. Ellerimizle yemek pişirip vücut bakımı yapıyoruz. Tırnağımızda oje varken bebeklere kesinlikle yaklaşmamamız gerek ve hamilelerin de oje kullanmaması gerek.. Sanırım bu kadar tahribata yol açan bir güzellik ürününü kullanmaktansa, kendi doğal tırnak rengimi tercih edeceğim. Çünkü sağlık olmadan güzelliğin bir önemi yok. Yeri gelmişken, bu ürünleri bile bile kullanmamıza göz yuman satıcılara ne demeli?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder